MEZHEP SAPIKLIKLARI – “PEYGAMBERLER GÜNÂHSIZDIR” İNANCI İSLÂM İNANCI DEĞİLDİR
KURANDA PEYGAMBERLERİN GÜNAHLARI = 1
BEN ALLÂHIN KULUYUM.
Atılmış şeytandan Allâha sığınırım.
Rahmeti Her Şeyi Kapsayan , Çok Rahmet Eden Allâhın adıyla.
(Kuran – 1 Fâtiha sûresi , Âyet 1) “Övme , Evrenlerin türeteni (rabbi) Allah içindir”.
Selâm (esenlik-sağ etme) yüce Allâhın rasûlu Muhammedin üzerine olsun ve yüce Allâhın rahmeti ve O’nun bereketleri.
Peygamberlerin “İsmet” yâni “günahdan korunmuşluk” sıfatı yoktur.
Yüce Allahdan , herkes için , doğruya iletme , hidâyet dilerim. Bâzı konulardaki yanlışlar , çok yaygın olduğu için , bilenlerden öğrenmek zorunda kalan halkın bilmemesi mâzeret olabilir. Bu konu da yaygın olarak yanlış bilinen konulardandır. Öğrenmeye çalışmak şartıyla , bilmeyenler mâzeretlidirler.
Müslüman toplumlar , inanç ve amel bakımından iki ana grupturlar. SÜNNÎ VE Şİİ. Bunların ikisinin de çeşitli mezhepleri ve tarikatları var. Mezheplerin ve tarikatların da çeşitli cemâatleri var. Böylece bölünmüş olan Müslümanlar düşmanlarının oyuncağı olmuş durumdalar. İslâmın insanlar için kaynağı , yüce Allâhın bildirmesidir. Yüce Allâh’ın bildirdiklerini , tüm peygamberler öğrettiği gibi , son peygamberimiz olan Muhammed de bize öğretti. Gereğince , Salat ve selâm Ona ve Onlara. Çağımızda bu bilginin kaynağı gene O’dur ve ondan bize ulaşan Kuran bilgisi ve Kurana uygun hadis ile bilinen bilgidir.
Bu delilli İslâm bilgisindeki eksiklikler , bozukluklar , Müslümanların bölünmesine sebep olduğu gibi , bu bozukluklardan kurtulmak için , yüce Allâh’ın ras’ulünün öğrettiği doğru bilgi ile , Kuran ve Kurana uygun hadis delilleri ile İslâmın bilinmesi ve Müslümanların birleşmesi mümkün olur. Böylece , yüce Allâhın emrettiği ve yüce Allâhın rasûlü Muhammedin yaptığı gibi TEK İSLÂM DEVLETİ oluşabilir.
Yüce Allâhın rasûlü Muhammedin öğrettiği gibi , İSLÂM DEVLETİ İLE YAŞANAN BİR İSLÂMDAN BAŞKA BİR İSLÂM , BAŞKA BİR ÎMAN ARAYANLAR , ALLAHSIZ VE PEYGAMBERSİZ BİR İSLÂM ARAYAN KÂFİRLERDİR. Öyleyse peygamberin bildirdiği İslâmı , delilli olarak öğrenmek için çalışmak , tüm Müslümanlara , îmânın şartı olan bir farzdır. Doğru bilgiyi , delilli bilgiyi aramayan , yanlış bilgiye , kâfirliğe râzı olmuş bir kâfir olur.
Yüce Allâh ve rasûlü Muhammed , bilgiyi emretmiş , cehâletin kâfirlik olduğunu bildirmiş. Hal bu ki Müslüman toplumlar , içten ve dıştan , münâfık ve kâfir aldatmaları ile bu çabadan uzak , bol ateş içeren , kâfirlikten ibâret , inanış , söz ve eylemler ile şaşkınlık içindedirler. Müslümanlar binlerce küçük ve farklı din grupları olmuşlar.
Çâre , yüce Allâh’ın bildirdiği gibi îman etmektir. Çâre İslâm devleti ile yaşanan , Kur’an’a ve peygamber sünnetine , yâni islamın devlet olarak yaşanmasına dönmektir. Kendinde ve toplumunda yüce Allâh’ın egemenliğini , yâni İslâm devleti ile yaşanan İslâmı kabul etmeyen müslüman değildir.
Yüce Allâhın mülkü olan , kendisinde ve evrende her hangi bir şeyde , yüce Allâha âit olan egemenlik hakkına başkasını ortak eden MÜŞRİKTİR. MÜŞRİK kelimesi , ORTAK EDEN anlamındadır. Kişi kendini dâhi kendinde veyâ herhangi bir şeyde , yüce Allâh’ın bildirdiğine aykırı olarak hak sâhibi kabul edemez , eğer ederse , YÜCE ALLÂHIN MÜLKÜNE ORTAK ETTİĞİ HER NE İSE , ONU ORTAK ETMİŞ OLUR , ORTAK EDEN OLUR , YÂNİ MÜŞRİK OLUR. Ortak ettiği kim ise onu yüce Allâhın haklarından birine ortak ederek , varlıkta hak sâhibi , yâni TANRI EDİNMİŞ OLUR. ÂYETTE “KENDİ HEVESİNİ TANRI EDİNENİ GÖRDÜNMÜ” DENMESİ İLE DE BU DURUM ALLAHDAN BAŞKASINI , KENDİ KENDİNİ TANRI EDİNMEK OLLUR.
Öyleyse , îmânın tek yolu , tek hak sâhibi olanın yüce Alllah olduğunu kabul etmektir. Tek hak sâhibi olan O olduğuna göre , ONUN NE DEDİĞİNİ ÖĞRENEREK , NEYE NASIL İNANMAK GEREKTİĞİNE VE NEYİ NASIL SÖYLEMEK GEREKTİĞİNE VE NEYİ NASIL YAPMAK GEREKTİĞİNE ONUN BİLDİRDİĞİ İLE , İSLÂM İLE KARAR VERMEK ZORUNDASIN.
Âyette , (Kuran – 5 Mâide sûresi – âyet 44) “… ve Kim Allâhın indirdiği ile karar vermezse (hükmetmezse) işte (onlar) onlar kâfirlerdir”. denir.
Yüce Allâhın indirdiği ise İSLÂMDIR. Onu doğru öğrenmedikçe , Ona göre karar veremez ve Müslüman olamazsın. Âyette denildiği gibi (Kuran – 2 Bakara sûresi – âyet 286) “Allah hiçbir kimseye gücünün yettiğinden başkasını teklif etmez”. Öyleyse , öğrenmeyi başaramadığından sorumlu olmazsın , fakat öğrenmeyi başaracağın kadarından , becerebildiğin kadarından sorumlusun. Bu gerçeğin gerektirdiği görevin , gereğince öğrenmektir. Doğru bildiğin , Güvendiğin herkes yanlış olsa da , doğrulukta tek kalsan da , sen yaratanına karşı sorumlusun ve doğru olmak zorundasın.
Onlar , yüce Allâhın izin vermesi olmadan , ne cennete koyabilirler , ne de cehennemden kurtarabilirler. YÜCE ALLAH SENİNLE OLURSA , ONU KAZANIRSAN HER ŞEYİ KAZANIRSIN , ONU KAYBEDERSEN HER ŞEYİ KAYBEDERSİN. DÜNYÂ HAYÂTININ GEÇİCİ FAYDASINI UMARAK KULA KUL OLMA , DÜNYÂYA KUL OLMA Kİ , O FÂNİDİR , GEÇİP GİDECEK VE YÜCE ALLÂHIN HESÂBI İLE BAŞBAŞA KALACAKSIN.
Bu açıklamalar temel doğrulardır , insanlar bu temel doğrulardan çok sapmışlar. Yahudi ve Hıristiyanlık böyle sapmalarla oluştu. Yüce Allâh’ın , tüm peygamberlere bildirdiği dînin adı İslâmdır. Târihî süreç içinde , çeşitli sebeplerle , gerçeğin yolundan sapanların en yakın örneklerinden ikisi Yahûdilik ve Hıristiyanlıktır. Gereğince Salât ve selâm onlara , tüm peygamberler İslâm dînini getirdiği gibi , Mûsâ ve Îsâ peygamberler de İslâm dînini getirdiler. Zamanla çeşitli sebeplerle bozularak Yâhûdilik ve Hıristiyanlık oluşturuldu. Yahûdilik ve Hıristiyanlık Mûsâ ve Îsânın dînleri değil , İslâmı bozan kâfirlerin dînidir. Mûsâ ve Îsâ , yüce Allâhın peygamberleri olan , İslâm dînini getiren ve uyan Müslümanlardır.
Selâm O’na , yüce Allâh’ın rasûlu MÛSÂ , kendi zamânında , YÜCE Allâhın indirdiği ile , İslâmla hükmetmeyen , kâfir yönetim düzenine karşı , yâni tâğûta karşı mücâdele etti ve yüce Allâh’ın yardımıyla , îmân eden toplumu onlardan kurtararak , yüce Allâh’ın emriyle yönetilen bir toplum , yâni İSLÂM DEVLETİ KURDU.
Selâm O’na , yüce Allâh’ın rasûlü Îsâ ise , öldürülmeye kasdedildiği zamâna kadar İslâm devletini kuramadı , fakat , Onun gayba karışmasından sonra yakın arkadaşları olan HAVÂRİLER , KUZEY AFRİKADA İSLÂM DEVLETİ KURDULAR VE HIRİSTİYANLIĞI KURAN , YÜCE ALLÂHIN İNDİRDİĞİ İLE HÜKMETMEYEN , KÂFİR DEVLETLE , YÂNİ TÂĞÛT ROMA DEVLETİYLE SAVAŞTILAR. Onların zamânında onlara inanan ve uyanlar da müslümandırlar. Îsânın havârileri de müslümandırlar.
Salât ve selâm O’na , yüce Allâhın rasûlü Muhammed ve Ona inanan ve uyanlar da gerçek Müslümanlardır. Yüce Allâhın rasûlü Muhammed de İslâmı getirdi , fakat , emevîler onu bozarak , Yahûdilik ve Hıristiyanlığın oluşması gibi , çağımıza kadar gelen , şii , Sünni mezheplerini ve tarikatları kurdular ve bu yeni dinin adını ise değiştirmediler. Adı İslâm olan , yeni bir kâfirlik oluşturdular.
Bu yeni kâfirliğin Ülkemizdeki resmî temsilcisi DİYÂNET TEŞKİLÂTIDIR. İslâmın temel ölçüsü , salat ve selâm ona yüce Allâhın rasûlü Muhammeddir. İslâmı o öğretti , İslâm ondan öğrenilir. Ondan öğrenilen İslâma , Onun islâmı yaşama biçimine SÜNNET denir.
Ondan öğrenilen İslâmın temel kaynağı ondan nakledilenlerdir. Ondan nakledilenlere Kuran ve Hadis denir. Kuran harfleri dâhi yüce Allâhın indirdiği gibi korunmuş , her harfi mûcize olan , yüce Allâhın kitâbıdır. Kuran , salat ve selâm ona yüce Allâhın rasûlü Muhammed’e verilen büyük bir mûcizedir. Kuranın mûcize oluşu , Onun yüce Allâhın kitâbı olduğunu ve O kitâbı getiren Muhammedin yüce Allâhın peygamberi olduğunu isbat eder.
Hadislere gelince , pek çok uydurma hadis vardır. Hadislerin doğrusunu uydurmasını ayırmak için Kuran ile karşılaştırılır. Böylece İSLÂM yâni yüce Allâhın rasûlünün İslâmı yaşayışı olan SÜNNET , peygamberden ; Kurân’dan ve Kurân’a uygun hadisden öğrenilir.
Bilmeyenler , öğrenmeye imkân bulamayanlar , hatâ eden samimi müslümanlar mâzeretli olsa da , İslâm’ı bozmak için kurulan , mezhep , tarikat ve cemâatlerin çoğu , İslâm inançlarını , Kurân ve Kurana uygun hadislerden öğrenmeyen kâfir uydurmalarıdır. Çoğunda , az yada çok , Kurana aykırılıklar vardır. Pek çok konuda olduğu gibi , Peygamberlerin günâhları konusunda da , bu sapık yollar , Kurana aykırı inançlara sâhiptirler.
Kur’ân’da , peygamberlerin günâhları bulunduğundan bahseden âyetler bulunduğu halde , bu kâfir uydurmaları , Kuranı inkâr ederek , Peygamberlerin günâhsız olduğunu iddiâ ederler. Bu kâfir inançlarının sorumlusu olan , kitaplara bu uydurmaları koyan , âlim olarak tanınan saptırıcıları , şeytanlarıdır.
Halk ise , ilim eksikliğinden , âlim zannettikleri bu zâlimlere yâni Hakkı karartanlara aldanmıştırlar.
Her müslüman’a , İslâmı , gücü yettiği kadar , Kuran ve hadisden öğrenmeye çalışmak farzdır. Kuran ve Kurana uygun hadislerle , sağlıklı akılla ve şüphesiz bilinen , ihtilafsız bilimsel bilgi ile bilinmedikçe ve delillendirilmedikçe hiçbir söze inanmamak gerekir. Başka hiçbir etkisi olmasa bile , sâdece âyetleri inkâr etmek olacağı için , Kur’ân’a ve Kur’ân’a uygun hadislere aykırı inanışlar , en büyük kötülüklerdirler , kâfirliktirler. Kâfirlerin varacağı yer ise cehennemdir.
Bu türde , Kur’ân’a ve Kur’ân’a uygun hadislere aykırılıkların , başkaca en büyük kötülüklerinden birisi de ümmeti Muhammedi böler , parçalar ve farklı mezhepler tarikatler ve cemâatler oluşmasına sebep olur , hattâ , fertlerinin , tamâmen keyfî , sorumsuz , ihtilaf eden , milyonlarca parça olmuş bir sürü hâline gelmelerine sebep olur.
Bu ayrılıklar , toplumlar içinde ve toplumlar arasında , çatışmalara varan sonuçlara sebep oluyor. Ayrıca böylece zayıflamış Müslüman toplumlar , düşman , kâfir toplulukların oyuncağı oluyor , saldırılarına karşı zayıf kalıyor , hem Müslümanların birbirinden kopuk , birbirini öldüren , şuursuz sürüler olmalarına , hem de Müslümanların , düşmanın saldırılarıyla öldürülen , zayıf toplumlar olarak kalmalarına sebep oluyor. Bu ayrılıklar , bocalamalar toplumun maddî mânevî tüm gücünü zayıflatıyor , teknolojik olarak da geri kalmalarına sebep oluyor. Yararlı faaliyyetlerde kullanılması mümkün olan değerli zamanları , ömürleri , Kur’ân ve hadis öğrenmekten daha fazla olarak uğraşmak zorunda kaldıkları , yüzlerce , binlercde cilt mezhep kitaplarıyla geçen ömürler , mesâiler boşa gidiyor. Bu ayrılıkları teşvik edenler , özellikle , Müslümanların toplumlarını yöneten kâfir , münâfık yönetim çeteleri ve Müslüman toplumları zayıflatmaya çalışan , başka inançtaki toplumların , kâfirlerin devletleridir.
Kuran ve Kuran gözetimindeki hadis bilgisi ile oluşan , inanç , söz ve amelli toplumlar olarak , Peygamberin öğrettiği gibi bir İSLÂM DEVLETİ KURMADIKÇA , ÜMMETİ MUHAMMEDİN DÜNYÂ HAYÂTININ DÜZELMESİ ZORDUR. Kendi kurtuluşun ve cenneti kazanman için ve zulümler altında inleyen Müslümanların zulümlerden kurtulması için , bu doğru dine , İSLÂM DEVLETİ İLE YAŞANAN , PEYGAMBERİN DÎNİNE , YÜCE ALLÂHIN DÎNİNE , İSLÂMA DÖN.
Çekilen acıların sebebi bunları bilmemenizdir.
Uyan ! Aldatılıyorsun , tüm mezheplerin ittifak ettiği , Kurân’a aykırı , bâtılllarla dolu , sapık yolları terk et. Şii yok , sünnî yok , mezhep yok , tarikat yok , peygamberle ; Peygamber sünnetiyle ; Kurân ve Kurân’a uygun hadislerle bilinen , tek din islam var. Tevbe et , şeytanın dîni olan , mezheplerden , yüce Allâh’ın dîni olan islâma dön.
BU KONUDA , MEZHEPLERİN , PEYGAMBERLERİN GÜNAHLARI KONUSUNDAKİ ÂYETLERİ VE KUR’ÂN’I İNKÂR ETTİĞİNİ İSBÂT ETTİM.
Bilinen meşhur mezheplerin hepsi Kur’ân’ı inkâr ederek , farklı inanç ve amel yolları oluşturmuşlar ve asıl amaçları , müslümanları bölmek , zayıflatmak ve böylece kolay yönetmektir. Mezhep , tarikat , cemaat , ırk , ideoloji ve sâire ile bölünmüş olan müslümanlar , birbirini öldürmeye varana kadar sapıtmışlardır. Kuranı inkâr edişlerinden anlaşılan , mezhepleri kuranlar , müslümanlar değil , islam düşmanlarıdır. Bu konuda , mezheplerin , Kur’ânı inkâr ettiğini isbât ettim. Mezheplerin kurulmadığını , fıkhi ihtilaflardan çıktığını iddia edenler , mezhepleri kuran gavurların uşakları yada cehaletiyle konuşan aptal taklitçileridir. Her hangi bir Müslüman , Kur’ân’ın âyetlerinin açıkça bildirdiği konularda aslâ ihtilâf etmez. Eğer , O , mezhepler , fıkıhtaki , teferruatlar konusundaki ihtilâf sebebiyle oluşsaydı , hepsi , Kur’ânın bildirdiklerini kabul etmekte ittifak ederlerdi. Hal bu ki ap açık âyetleri inkâr etmekte ittifak etmişler.
Mezhepçi , tarikatçı , cemâatçi ve sâire , ümmeti bölen sapıklar hakkında , tâvizkâr , yumuşak konuşmak , dökülen müslüman kanlarına hakârettir. Müslümanların ülkeleri yıkılıyorken , milyonlarca müslüman öldürülüyorken müslümanları bölen , öldüren tefrika fitnesine destek olan herkesin cezâsı , sebep oldukları ölümlerin karşılığı olarak îdam olmalıdır.
KUR’ÂN’DA PEYGAMBERLERİN GÜNÂHLARI
Sapık mezhep dinlerine göre peygamberler günahsızdır , Kur’ân ve hadisler ise peygamberlerin de günâhı olduğunu bildiriyor.
Kuranda peygamberlerin günâhlarından bahseden âyetlerde , peygamberler , yüce Allahdan mağfiret (günâhlarının örtülmesini) istiyorlar , yada mağfiret istemeleri onlara emrediliyor. Mağfiretin anlamı = günâhlarının örtülmesini – günâhlarının cezâsı olarak gereken azâbın , ateşin örtülmesi , böylece o azabdan , ateşten korunma istemektir.
Kuranda peygamberlerin günâhları olarak anılanların çeşitleri şunlar = GÜNÂH (ZENB) – GÜNÂHLAR (ZÜNÛB) – YANLIŞ YARGI KARARI – YASAK AĞACI TATMAK – HATÎETUN (GÜNÂH) – KATLETME (ÖLDÜRME) – FİTNE ZANNI – FİTNE – YÖNETTİĞİ TOPLUMUN KÖTÜLÜK İŞLEMESİ SEBEBİYLE YÖNETİCİLİK SORUMLULUĞU.
PEYGAMBERLERİN GÜNÂHLARI OLDUĞUNA DELİL OLAN ÂYETLER
==1==
(Kur’an – 2 Bakara sûresi – âyet 286) == RASÛLÜN AF VE MAĞFİRET DİLEMESİ ==
Kur’ân’ın 2 numaralı sûresi olan Bakara sûresinin 285 ve 286 numaralı ayetleri. 285 numaralı âyette , gereğince Salat ve selâm Ona , RASÛL = peygamber ve mü’minler îmân ettiler denilerek , îmân ettikleri şeyler ve duâ edişleri anılıyor. Bu duâ edişlerinin içinde “BİZDEN AFFET , BİZİ MAĞFİRET ET , BİZE RAHMET ET” diyorlar. Öyleyse bu duâyı yapanlara peygamberin de dâhil olmasından anlaşılan PEYGAMBERİN DE = RASÛLÜN DE AFFEDİLMESİ , MAĞFİRET EDİLMESİ (ÖRTÜLMESİ) GEREKEN BİR TAKIM AMELLERİ , HÂLLERİ VARDIR.
== 2 ===
(Kur’an – 3 Âli İmrân sûresi – âyet 147) == NEBÎLERİN KENDİLERİNİN GÜNÂHLARI İÇİN MAĞFİRET DİLEMELERİ ==
Kur’ân’ın 3 numaralı sûresi olan , Âli İmrân sûresinin , 146 ve 147 numaralı âyetleri. 146 numaralı âyette , Selâm Onlara , “nice NEBÎ var ki berâberinde rabbânîler vuruştu” denilerek vasıfları anıldıktan sonra onların sözü anılarak “RABBİMİZ BİZİM İÇİN MAĞFİRET ET (ÖRT) GÜNÂHLARIMIZI (ZUNÛBENÂ)” dediklerinden anlaşılan NEBÎLERİN DE GÜNÂHI VARDIR. (MAĞFİRET , GÜNÂHLAR (ZÜNÛB) İÇİN 3 Âli İmrân 147 PEYGAMBERLER (NEBÎLER))
== 3 ====
(Kur’an – 3 Âli İmrân sûresi – âyet 193) ==== ULUL ELBÂB’IN = ÖZLERİ OLANLARIN VE ONLARDAN OLAN PEYGAMBERİMİZ MUHAMMEDİN MAĞFİRET DİLEMESİ ====
Salât ve selâm Ona , Yüce Allâhın rasûlü Muhammed geceleyin , seher vaktinde göğe bakar ve Âli İmrân sûresinin , 191 numaralı âyetinden 194 numaralı âyetine kadar okurdu. Bu âyetlerde , yüce Allâh’dan GÜNÂHLARININ MAĞFİRET edilmesini dilemek de var. Öyleyse Bu âyetlere Muhatap olarak , onları her gece okumasından anlaşılan , 190 numaralı âyette anılan , bu duâyı okuyan , ULUL ELBAB = ÖZLERİ OLANLAR denilen kimselerdendir ve öyleyse Kur’ân’da ULUL ELBÂB konusu bulunan âyetlerdeki konular , onun içinde geçerli olabilir. Bu Ayetleri okumasından ise , kesin olarak bilinir ki , bu âyetlere muhâtaptır ve GÜNÂHLARINA MAĞFİRET DİLEMESİ GERENLERDENDİR. (MAĞFİRET , GÜNÂHLAR (=ZÜNÛB) İÇİN (Kuran – 3 Âli İmrân sûresi – âyet 193) MUHAMMED PEYGAMBER)
== 4 ====
(Kur’an – 4 Nisâ sûresi – âyet 106) ==== PEYGAMBERİMİZİN , MUHÂKEMEDE (MAHKEMEDE) , YANLIŞ KARÂR VERMESİ SEBEBİYLE İSTİĞFÂR ETMESİNİN İSTENMESİ =====
Tefsircilerin ittifak ettiği bir hâdiseye göre , salât ve selâm ona , yüce Allâhın rasûlü Muhammed , bir yahûdiye iftirâ eden bir Müslüman kimsenin sözüne güvenerek , Müslüman kimse lehine karar vermiş olması sebebiyle vahiyle uyarılmış. Bu konudan bahseden âyette , O Müslüman kimse kasdedilerek , onun hâin olduğu , dolayısıyla , konu edilen yahûdînin , iddiâ edildiği gibi , hakkındaki iftirâda ileri sürülen , hırsızlık suçunu işlemediği bildirilmiş. Bu uyarı hakkında gelen âyetlerde , PEYGAMBERİMİZİN İSTİĞFÂR ETMESİ istenmiş. Bu konudaki âyetler Nisâ sûresinin 104 – 105 ve 106 numaralı âyetleri. (MAĞFİRET , MAHKEMEDE , YARGIDA , HÜKÜM VERMEDE , YANLIŞ SEBEBİYLE (ANLAŞILAN O Kİ , HÂKİM YANLIŞ KARAR VERİNCE SEVAP DEĞİL GÜNÂH KAZANIR -YARGIDA , MÜSLÜMANA VE KÂFİRE EŞİT DAVRANILIR) (MUHÂKEMEDE YANLIŞ KARAR VERMEK (Kuran – 4 Nisâ sûresi – âyet 106) MUHAMMED PEYGAMBER)
== 5 ==
(Kuran – 7 A’râf sûresi – âyet 23) == BABAMIZ ÂDEM VE ANNEMİZ HAVVÂNIN YASAK AĞACI TATMALARI VE İSTİĞFÂRLARI ==
Kur’ân’ın 7 numaralı sûresi olan , A’râf sûresinin , 11 numaralı âyetinden itibâren , salat ve selâm onlara , babamız ve annemiz , Âdem ve Havvâdan bahsedilerek , 19 numaralı âyette , Cennete yerleştirildikleri ve Cennetteki bir ağaca yaklaşmanın kendilerine yasaklandığı bildiriliyor. 22 numaralı âyette ise , yasak ağacı tattıkları bildiriliyor. Başka bir âyette , Âdemin rabbine , yüce Allâh’a isyan ettiği de bildirilmiştir. (Kuran – 7 A’râf sûresi – âyet 23) numaralı âyette ise Babamız ve annemizin İstiğfâr edişi bildiriliyor. (MAĞFİRET , YASAK AĞACI TATMAK SEBEBİYLE (Kuran – 7 A’râf sûresi – âyet 23) ÂDEM BABAMIZ)
== 6 ====
(Kuran – 7 A’râf sûresi – âyet 151 – 155) ==== MÛSÂ VE HÂRÛN PEYGAMBERLER VE İSTİĞFÂR ====
Kur’ân’ın , 7 numaralı sûresi olan , A’râf sûresinin , 151 numaralı âyetinde , selâm ona , yüce Allâh’ın Rasûlü Mûsâ , kendisi ve kardeşi Hârûn peygamber için İstiğfâr ediyor. (MAĞFİRET , İSLÂM DEVLETİNİN BAŞKANININ , YÖNETTİĞİ TOPLUMUN İŞLEDİĞİ KÖTÜLÜK SEBEBİYLE (Kuran – 7 A’râf sûresi – âyet 151 – 155) – MÛSÂ VE HÂRUN)
== 7 ====
(Kuran – 14 İbrâhîm sûresi – âyet 41) ==== İBRÂHÎM PEYGAMBERİN İSTİĞFÂRI ====
Kur’ân’ın , 14 numaralı sûresi olan , İbrâhîm sûresinin , 41 numaralı âyetinde , selâm ona İbrâhîm peygamberin istiğfârı var.
== 8 ====
(Kuran – 23 Mü’minûn sûresi – âyet 118) == YÜCE ALLÂHIN RASÛLÜ MUHAMMEDİN İĞTİĞFÂRI ==
Kur’ân’ın , 23 numaralı sûresi olan , Mü’minûn sûresinin , 118 numaralı âyetinde , yüce Allah , (salât ve selâm ona) peygamberimiz Muhammede , İstiğfâr etmesini emrediyor.
== 9 ==
(Kuran – 26 Şuarâ sûresi – âyet 82) == İBRÂHÎM PEYGAMBERİN HATÂSI İÇİN MAĞFİRET UMUŞU ==
Kur’ân’ın , 26 numaralı sûresi olan , Şuarâ sûresinin , 82 numaralı âyetinde , selâm ona İbrâhîm peygamberin , yüce Allâhın , hesap günü , onun hatâsını mağfiret edeceğini umduğunu söyleyişi var. (ĞAFERA , HATÂ (=HATÎETUN) İÇİN 26 Şuarâ 82 = İBRÂHÎM PEYGAMBER)
== 10 ==
(Kuran – 28 Kasas sûresi – âyet 16) == MÛSÂ PEYGAMBERİN , İŞLEDİĞİ CİNÂYET SEBEBİYLE MAĞFİRET DİLEMESİ VE MAĞFİRET EDİLMESİ ==
Kur’ân’ın , 28 numaralı sûresi olan , Kasas sûresinin , 15 numaralı âyetinde , selâm Ona yüce Allâh’ın rasûlü Mûsâ’nın , bir insanı öldürdüğü bildiriliyor. 16 numaralı âyette ise , Mûsâ peygamber , yüce Allah’dan mağfiret istiyor , bunun üzerine , yüce Allâh’ın onu mağfiret ettiği ve yüce Allâh’ın , çok mağfiret eden (Ğafûr) olduğu bildiriliyor. (MAĞFİRET , KATLETME İÇİN 28 Kasas sûresi 16 = MÛSÂ PEYGAMBER)
== 11 ==
(Kuran – 38 Sâd sûresi – âyet 24 – 25) == DÂVÛD PEYGAMBERİN FİTNE ZANNIYLA İSTİĞFÂR ETMESİ VE MAĞFİRET EDİLMESİ ==
Kur’ân’ın , 38 numaralı sûresi olan , Sâd sûresinin , 24 numaralı âyetinde , selâm Ona , Dâvûd peygamberin , dâvacılar arasında karar vermesinin istenmesinin , kendisi için , yüce Allah’dan olan bir fitne , tehlikeli bir imtihân olduğunu zannetmesi üzerine , İstiğfâr etmesi bildiriliyor. 25 numaralı âyette ise onun mağfiret edildiği bildiriliyor. (MAĞFİRET , FİTNE YÂNİ TEHLİKELİ BİR İMTİHÂNDA OLDUĞUNU ZANNETMEK SEBEBİYLE 38 Sâd 24 – 25 DÂVÛD PEYGAMBER)
== 12 ===
(Kuran – 38 Sâd sûresi – âyet 35) == SÜLEYMAN PEYGAMBERİN FİTNELENMESİ VE MAĞFİRET DİLEMESİ ==
Kur’ân’ın , 38 numaralı sûresi olan , Sâd sûresinin , 34 numaralı âyetinde , selâm ona , Süleyman peygamberin , zor bir imtihâna sokulduğu , fitnelendiğinden bahsediliyor. 35 numaralı âyette ise , selâm ona , Süleyman peygamberin mağfiret dilemesi var. (MAĞFİRET DİLEĞİ , FİTNE SEBEBİYLE 38 Sâd 35 SÜLEYMÂN PEYGAMBER)
== 13 ==
(Kuran – 40 Mü’min sûresi – âyet 55) == MUHAMMED PEYGAMBERİN GÜNÂHI VE MAĞFİRET İSTEMESİ ==
Kur’ân’ın , 40 numaralı sûresi olan , Mü’min sûresinin , 55 numaralı âyetinde , yüce Allah , salât ve selâm Ona , peygamberimiz Muhammede şöyle diyor =
(Kuran – 40 Mü’min sûresi – âyet 55) “Böyle iken sabret , elbette Allâh’ın va’di gerçektir ve (ZENB’İN) GÜNÂHIN İÇİN İSTİĞFÂR ET (ÖRTÜLMESİ İÇİN UĞRAŞ) ve (tesbîh et – faaliyete geçirt) yüzdür , türeteninin (rabbinin) Övgüsü (Hamdi) ile , günün geç vakti ile ve erken vakti ile (bulunuyorken)”.
Bu âyette , Peygamberimiz Muhammedin , günâhı olduğu açıkça bildirilmiş ve günâhı sebebiyle istiğfâr etmesi emredilmiş. PEYGAMBERLER MÂSUMDUR , YÂNİ İSMET SIFÂTINA SÂHİPTİR , YÂNİ PEYGAMBERLER GÜNÂHSIZDIR , GÜNÂHTAN KORUNMUŞTUR DİYENLER , YÜCE ALLÂHIN BİLDİRDİĞİNİ , KUR’ÂN’I , ÂYETLERİ İNKÂR ETMİŞ OLURLAR. PEYGAMBERLERİN İSMET SIFÂTI , GÜNÂHLARDAN KORUNMUŞLUK SIFÂTI VARDIR İNANCI , MÜSLÜMAN İNANCI DEĞİLDİR , BÂTIL İNANÇTIR. (MAĞFİRET İSTE EMRİ , (ZENB) GÜNÂH SEBEBİYLE 40 Mü’min 55 MUHAMMED PEYGAMBER)
==14==
(Kuran – 47 Muhammed sûresi – âyet 19 == MUHAMMED PEYGAMBERİN GÜNÂHI VE MAĞFİRET İSTEMESİ ===
Kur’ân’ın , 47 numaralı sûresi olan , Muhammed sûresinin , 19 numaralı âyetinde , salat ve selâm Ona , yüce Allâhın rasûlü Muhammede , istiğfâr etmesi emrediliyor. Şöyle deniyor =
(Kuran – 47 Muhammed sûresi – âyet 19) “Böyle iken bil , elbette o , Allahdan başka tanrı yok ve İSTİĞFÂR ET (ÖRTÜLMESİ İÇİN UĞRAŞ) KENDİ GÜNÂHIN İÇİN ve (erkek) Müslümanlar ve (bayan) Müslümanlar için ve Allah bilir kendisine döndürüldüğünüz şeyi ve kendisinde biriktiğiniz şeyi”.
Böylece , bilinir ki , Peygamberimizin günâhı vardır , günâhsız değildir. Öyleyse PEYGAMBERLER GÜNÂHSIZDIR İDDİÂSI , YANLIŞTIR , KURANA AYKIRIDIR , BÂTIL İNANÇTIR. (MAĞFİRET İSTE EMRİ (ZENB=) GÜNÂH SEBEBİYLEDİR – (Kuran – 47 Muhammed sûresi – âyet 19) – MUHAMMED PEYGAMBER)
== 15 ==
(Kuran – 48 Fetih sûresi – âyet 2) == MUHAMMED PEYGAMBERİN GÜNÂHI VE MAĞFİRET EDİLMESİ İÇİN FETİH VERİLMESİ ==
Kur’ân’ın , 48 numaralı sûresi olan , Fetih sûresinin , 1 ve 2 numaralı âyetinde şöyle deniyor =
(Kuran – 48 Fetih sûresi – âyet 1) “Biz sana bir fetih (bir açma) açtık”.
(Kuran – 48 Fetih sûresi – âyet 2) “Allah , senin için mağfiret etsin diye , NE (VARSA) BERİ GELMİŞ OLAN (ÖNCEDEN İŞLEDİĞİN) SENİN GÜNÂHINDAN VE NE (VARSA) SONRAYA KALMIŞ OLAN (SONRADAN İŞLEYECEĞİN) ve tamamlasın , (onun) , senin hakkındaki ni’metini ve (hidâyet etsin) iletsin seni , ana yolun (sırâtı mustekîm’in) dinelmeyi isteyenine”.
Böylece bilinir ki , salât ve selâm ona , Peygamberimiz Muhammedin , âyette bahsedilen , Mekkenin fethedilmesinden önce işlediği günâh vardır ve Mekkenin fethedilmesinden sonra da günâhı vardır. Böylece biliriz ki , Onun en az iki günâhı vardır. Bu âyet de delildir ki PEYGAMBERLER MÂSUMDUR İNANCI , PEYGAMBERLERİN GÜNÂHI YOKTUR İNANCI , İSLÂM İNANCI DEĞİLDİR , KURANI İNKÂR ETMEKTİR , BÂTIL İNANÇTIR. (MAĞFİRET , (ZENB=) GÜNÂH SEBEBİYLEDİR – (Kuran – 48 Fetih sûresi – âyet 1-2) – MUHAMMED PEYGAMBER)
== 16 ==
(Kuran – 60 Mumtehıne sûresi – âyet 4-5) == İBRÂHÎM PEYGAMBER VE BERÂBERİNDEKİ MÜSLÜMANLARIN MAĞFİRET İSTEMESİ ====
Kur’ân’ın , 60 numaralı sûresi olan , Mumtehıne sûresinin , 4 numaralı âyetinde , selâm ona , İbrâhîm peygamber ve onunla birlikte bulunan Müslümanlardan bahsediliyor. 5 numaralı âyette ise , onların mağfiret istemesi bildirilmiş. (MAĞFİRET İSTEYİŞ (Kuran – 60 Mumtehıne sûresi – âyet 4 – 5) İBRÂHÎM PEYGAMBER VE BERÂBERİNDEKİLER)
== 17 ====
(Kuran – 71 Nûh sûresi – âyet 28) ==== NÛH PEYGAMBERİN MAĞFİRET İSTEMESİ =====
Kur’ân’ın , 71 numaralı sûresi olan , Nûh sûresinin , 28 numaralı âyetinde , selâm ona , Nûh peygamberin , kendisi ve ana babası , evine mü’min olarak girenler ve tüm mü’min erkekler ve mü’min kadınlar için mağfiret isteyişi , duâsı var. (MAĞFİRET İSTEYİŞ (Kuran – 71 Nûh sûresi – âyet 28) NÛH PEYGAMBER)
== 18 =====
(Kuran – 73 Müzzemmil sûresi – âyet 20) ==== MUHAMMED PEYGAMBER VE BERÂBERİNDE BULUNANLARA MAĞFİRET İSTEYİN EMRİ ======
Kur’ân’ın , 73 numaralı sûresi olan , Müzzemmil sûresinin , 20 numaralı âyetinde , Salat ve selâm Ona , Peygamberimiz Muhammed ve berâberindekilerin gece namazından bahsedilir , âyetin sonunda ise , yüce Allah’dan mağfiret istemeleri emredilir ve yüce Allâhın , çok mağfiret edici yâni ĞAFÛR olduğu bildirilir. Bu dâhi , peygamberimiz Muhammedin , bu kişilerin önceliklisi olması ve emre öncelikle muhâtap olması sebebiyle , delildir ki , Onun dâhi , mağfiret gerektiren durumu vardır. (MAĞFİRET İSTEME EMRİ (Kuran – 73 Müzzemmil sûresi – âyet 20) MUHAMMED PEYGAMBER)
== 19 ====
(Kuran – 110 Asr sûresi – âyet 3) ==== MUHAMMED PEYGAMBERE MAĞFİRET DİLE EMRİ ====
Kur’ân’ın , 110 numaralı sûresi olan , Asr sûresinin , 3 numaralı âyetinde , salat ve selâm Ona , Peygamberimiz Muhammede , İstiğfâr etmesi emrediliyor. (MAĞFİRET İSTEME EMRİ (Kuran – 110 Asr sûresi – âyet 3) MUHAMMED PEYGAMBER)
================== SONUÇ ====================
PEYGAMBERLER MÂSUMDUR , YA DA DİĞER DEYİŞLE PEYGAMBERLERİN İSMET SIFATI VARDIR İDDİÂSI , YÂNİ PEYGAMBERLER GÜNÂHTAN KORUNMUŞTURLAR , PEYGAMBERLER GÜNÂH İŞLEMEZLER İDDİÂSI YANLIŞTIR , İSLÂMA AYKIRIDIR , KURANA AYKIRIDIR , BÂTIL İNANÇTIR. PEYGAMBERLERİN MÂSUM OLDUĞU , GÜNÂHTAN KORUNMUŞ OLDUĞU İNANCI MÜSLÜMAN İNANCI DEĞİLDİR. PEYGAMBERLER MÂSUMDUR DİYENLER BÂTIL İNANÇLIDIRLAR.
KUR’ÂNDA , PEYGAMBERLER İÇİN , MAĞFİRET NE İÇİN YAPILIR KISA LİSTE
GÜNÂH (ZENB) – GÜNÂHLAR (ZÜNÛB) – YALIŞ YARGI KARARI – YASAK AĞACI TATMAK – HATÎETUN (GÜNÂH) – KATLETME (ÖLDÜRMEK – ÖLDÜRMEK MÜMKÜN OLAN VURUŞLA VURMAK) – FİTNE ZANNI – FİTNE
(MAĞFİRET , GÜNÂHLAR (ZÜNÛB) İÇİN (Kuran – 3 Âli İmrân sûresi – âyet 147) =PEYGAMBERLER(=NEBÎLER))
(MAĞFİRET , GÜNÂHLAR (=ZÜNÛB) İÇİN (Kuran – 3 Âli İmrân sûresi – âyet 193) MUHAMMED PEYGAMBER)
(MAĞFİRET , YARGIDA , HÜKÜM VERMEDE YANLIŞ SEBEBİYLE (ANLAŞILAN O Kİ , HÂKİM YANLIŞ KARAR VERİNCE SEVAP DEĞİL GÜNÂH KAZANIR) (Kuran – 4 Nisâ sûresi – âyet 106) MUHAMMED PEYGAMBER)
(MAĞFİRET , YASAK AĞACI TATMAK SEBEBİYLE (Kuran – 7 A’râf sûresi – âyet 23) ÂDEM BABAMIZ VE HAVVÂ ANNEMİZ)
(MAĞFİRET , YÖNETTİĞİ TOPLUMUN İŞLEDİĞİ KÖTÜLÜK SEBEBİYLE (Kuran – 7 A’râf sûresi – âyet 151 – 155) – MÛSÂ VE HÂRUN)
(MAĞFİRET , HATÂ = GÜNÂH (=HATÎETUN) İÇİN (Kuran – 26 Şuarâ sûresi – âyet 82) = İBRÂHÎM PEYGAMBER)
(MAĞFİRET , KATLETME (ÖLDÜRMEK – ÖLDÜRMEK MÜMKÜN OLAN VURUŞLA VURMAK) İÇİN (Kuran – 28 Kasas sûresi – âyet 16) = MÛSÂ PEYGAMBER)
(MAĞFİRET , FİTNE YÂNİ TEHLİKELİ BİR İMTİHÂNDA OLDUĞUNU ZANNETMEK SEBEBİYLE (Kuran – 38 Sâd sûresi – âyet 24 – 25) DÂVÛD PEYGAMBER)
(MAĞFİRET DİLEĞİ , FİTNE SEBEBİYLE (Kuran – 38 Sâd sûresi – âyet 35) SÜLEYMÂN PEYGAMBER)
(MAĞFİRET İSTE EMRİ , (ZENB) GÜNÂH SEBEBİYLE (Kuran – 40 Mü’min sûresi – âyet 55) MUHAMMED PEYGAMBER)
(MAĞFİRET İSTE EMRİ (ZENB=) GÜNÂH SEBEBİYLE – (Kuran – 47 Muhammed sûresi – âyet 19) – MUHAMMED PEYGAMBER)
(MAĞFİRET , (ZENB=) GÜNÂH SEBEBİYLE – (Kuran – 48 Fetih sûresi – âyet 1-2) – MUHAMMED PEYGAMBER)
Âyet = “…ve (Gerçeğe) İletme’ye uyan Sağ Olsun” (Kuran – 20 Tâhâ sûresi , Âyet 47)
Âyet = “Övme , Evrenlerin türeteni (rabbi) Allah içindir” (Kuran – 1 Fatiha sûresi , Âyet 1)
Yazar = Ali kenan Aydın
İlk yazım tarihi = 11 Kasım 2015
PEYGAMBERLERİN GÜNÂHLARI HAKKINDAKİ ÂYETLER
(MAĞFİRET , GÜNÂHLAR (ZÜNÛB) İÇİN (Kuran – 3 Âli İmrân sûresi – âyet 147) =PEYGAMBERLER (=NEBÎLER))
(MAĞFİRET , GÜNÂHLAR (=ZÜNÛB) İÇİN (Kuran – 3 Âli İmrân sûresi – âyet 193) MUHAMMED PEYGAMBER)
(MAĞFİRET , YARGIDA , HÜKÜM VERMEDE YANLIŞ SEBEBİYLE (ANLAŞILAN O Kİ , HÂKİM YANLIŞ KARAR VERİNCE SEVAP DEĞİL GÜNÂH KAZANIR) (Kuran – 4 Nisâ sûresi – âyet 106) MUHAMMED PEYGAMBER)
(MAĞFİRET , YASAK AĞACI TATMAK SEBEBİYLE (Kuran – 7 A’râf sûresi – âyet 23) ÂDEM BABAMIZ)
(MAĞFİRET , YÖNETTİĞİ TOPLUMUN İŞLEDİĞİ KÖTÜLÜK SEBEBİYLE (Kuran – 7 A’râf sûresi – âyet 151 – 155) – MÛSÂ VE HÂRUN)
(MAĞFİRET , HATÂ = GÜNÂH (=HATÎETUN) İÇİN (Kuran – 26 Şuarâ sûresi – âyet 82) = İBRÂHÎM PEYGAMBER)
(MAĞFİRET , KATLETME İÇİN (Kuran – 28 Kasas sûresi – âyet 16) = MÛSÂ PEYGAMBER)
(MAĞFİRET , FİTNE YÂNİ TEHLİKELİ BİR İMTİHÂNDA OLDUĞUNU ZANNETMEK SEBEBİYLE (Kuran – 38 Sâd sûresi – âyet 24 – 25) DÂVÛD PEYGAMBER)
(MAĞFİRET DİLEĞİ , FİTNE SEBEBİYLE (Kuran – 38 Sâd sûresi – âyet 35) SÜLEYMÂN PEYGAMBER)
(MAĞFİRET İSTE EMRİ , (ZENB) GÜNÂH SEBEBİYLE (Kuran – 40 Mü’min sûresi – âyet 55) MUHAMMED PEYGAMBER)
(MAĞFİRET İSTE EMRİ (ZENB=) GÜNÂH SEBEBİYLEDİR – (Kuran – 47 Muhammed sûresi – âyet 19) – MUHAMMED PEYGAMBER)
(MAĞFİRET , (ZENB=) GÜNÂH SEBEBİYLEDİR – (Kuran – 48 Fetih sûresi – âyet 1-2) – MUHAMMED PEYGAMBER)
PEYGAMBERİMİZ MUHAMMEDİN GÜNÂHLARINDAN BAHSEDEN ÂYETLER
(Kuran – 40 Mü’min sûresi – âyet 55) “Böyle iken sabret , elbette Allâh’ın va’di gerçektir ve (ZENB’İN) GÜNÂHIN İÇİN İSTİĞFÂR ET (ÖRTÜLMESİ İÇİN UĞRAŞ) ve (tesbîh et – faaliyete geçirt) yüzdür , türeteninin (rabbinin) Övgüsü (Hamdi) ile günün geç vakti ile ve erken vakti ile (bulunuyorken)”.
(Kuran – 47 Muhammed sûresi – âyet 19) “Böyle iken bil , elbette o , Allah’dan başka tanrı yok ve İSTİĞFÂR ET (ÖRTÜLMESİ İÇİN UĞRAŞ) KENDİ GÜNÂHIN İÇİN ve (erkek) Müslümanlar ve (bayan) Müslümanlar için ve Allah bilir , kendisine döndürüldüğünüz şeyi ve kendisinde biriktiğiniz şeyi”.
(Kuran – 48 Fetih sûresi – âyet 1) “Biz sana bir fetih (bir açma) açtık”.
(Kuran – 48 Fetih sûresi – âyet 2) “Allah , senin için mağfiret etsin diye , NE (VARSA) BERİ GELMİŞ OLAN (ÖNCEDEN İŞLEDİĞİN) SENİN GÜNÂHINDAN VE NE (VARSA) SONRAYA KALMIŞ OLAN (SONRADAN İŞLEYECEĞİN) ve tamamlasın , (onun) , senin hakkındaki ni’metini ve (hidâyet etsin) iletsin seni , ana yolun (sırâtı mustekîm’in) dinelmeyi isteyenine”.