MADDE TANIKTIR – TANRI VAR , ALLAH VAR
BEN ALLÂHIN KULUYUM
Atılmış şeytandan Allâha sığınırım
Rahmeti Her Şeyi Kapsayan , Çok Rahmet Eden Allâhın adıyla
(Kuran – 1 Fâtiha sûresi , Âyet 1) “Övgü , Evrenlerin türeteni (Rabbi) Allah içindir”.
Selâm (esenlik-sağ etme) yüce Allâhın rasûlu Muhammedin üzerine olsun ve yüce Allâhın rahmeti ve O’nun bereketleri.
Var olan herhangi bir şey , sebep var olmadan , var olmaz. Var olduğu bilinen her şeyin , var oluşunun sebebi , kendisinin dışındaki bir şeydir. Her çocuk bir anne ve babanın sebep olmasıyla var olur. Yağmur bulutun yağdırmasıyla var olur. Ekmek onu pişiren ustasıyla var olur. Bitki onun bitmesine sebep olan eşkin veren , fidan veren bir bitki yada tohum sebebiyle var olur. Böylece hiçbir şey kendi var oluşunun sebebi olamaz. Bildiğimiz her hangi bir şey , kendi var oluşuna sebep olamaz.
RESİM = 1 =
BİLİMSEL TESBİTLERLE İSBÂTI DA YAPILAN , KÂİNÂTIN VAR OLUŞUNUN BÜYÜK BİR PATLAMA İLE BAŞLADIĞINI GÖSTEREN. BİG BANGIN BİLİMSEL OLARAK DÜŞÜNENLERCE YAPILMIŞ VARSAYIMSAL , TEMSÎLÎ RESMİ
RESİM ADRESİ WİKİPEDİA https://tr.wikipedia.org/wiki/B%C3%BCy%C3%BCk_Patlama#/media/Dosya:CMB_Timeline300_no_WMAP.jpg
RESİM = 2 =
KÂİNÂTIN BİLİNDİĞİ KADARIYLA OLUŞTURULAN RESMİ
NASA https://www.nasa.gov/mission_pages/planck/multimedia/pia16873.html
Var olan her şey , kendisini var edecek bir sebebe muhtaç olduğu gibi , tüm kâinât da , kendisini var edecek bir sebebe muhtaçtır. Madde ebedî var olacak yapıda değildir. Her şeyin bir başlangıcı ve sonu vardır. Her şeyin bir ömrü vardır.
Ebedî olmayan varlıkların ezelî olmadığı da bilinen bir gerçektir. Maddenin nasıl var olduğunu anlamak , bilimin ve felsefenin dâimâ ilgilendiği bir sorudur. Çağımıza varana kadar bu soruya bilimsel isbatlı sayılan teorik cevaplar verilse de , evrensel ölçekte bilimsel bir cevap bulunabildiği bilinmiyor. İçinde bulunduğumuz çağ bu sebeple özel bir çağdır. Bu çağı özel yapan şeylerden birisi de , evrensel var oluşla var olan maddenin , nasıl var olduğuna dâir bilimsel bir cevâbın bulunmuş ve delillendirilmiş olmasıdır. Bu bilimsel cevap , bilimsel bir teori olan , BİG BANG teorisi adı altındaki , BÜYÜK PATLAMA teorisinin , YARATILIŞ TEORİSİNİN , gerçekliğinin bilimsel tesbitlerle , isbât edilmiş olmasıdır. Yâni , çağdaş bilim , maddeyi var eden , bir yaratılış , bir başlangıç olduğunu isbat etmiştir. Bu teorinin isbâtı ile , maddenin ezelî olmadığı ve sonradan var olduğu , yâni yaratıldığı isbât edilmiştir.
Öyleyse , maddenin var olmasına sebep olan , büyük patlamanın da sebebi olan , her ne ise , yaratan odur. Elbette maddenin var olmadığı bir geçmişte maddeyi var eden şey yokluk olamaz. Yokluk sâdece göreceli bir tasavvurdur. Yâni , bir şey yok derken , göreceli olarak bir şey yok deriz. Yokluk yoktur. Mesela , burada bir ev yok derken , evin olmadığını kasdederek , var olmayanın ev olduğunu belirtiriz. Ev yok dediğimizde , burada hiçbir şey yok demiş olmayız. Aslında , burada hiçbir şey yok derken de , aslında , aradığımız ve kasdettiğimiz şeylerin orada olmadığını kasdederiz. Meselâ evin olmadığı yerde hava vardır. Havanın olmadığı yerde uzay boşluğu yâni mekân vardır. Tüm varlıklar mekânın içindedirler. Bizim algı sınırlarımızın en ötesi , bu durumu , mekânı algılamamızdır genellikle. Mekân bir şeydir , bir varlıktır. Zîrâ mekânı meselâ bir kutunun içindeki boşluğu görürüz. Gördüğümüz her şey bir varlıktır ve varlığında hiç şüphe yoktur. Öyleyse bizim yok kelimesini göreceli olarak kullanışımızın ötesinde , gerçek anlamıyla bir yokluk yoktur. Kâinâtta yokluk göreceli bir kavramdır.
Varlık ise gerçek bir anlamdır. Her yerde varlık vardır. Her varlık , bir var edici sebebe muhtaçtır. Tanık olduğumuz varlıklar , ezeli ve ebedi değiller ve bir başlangıçları ve sonları olmak zorundadır.
Hiçbir şey yoktan var olmaz , çünkü yokluk göreceli bir kavramdır , gerçek anlamıyla YOKLUK YOKTUR. Gerçek anlamıyla VARLIK VARDIR. Öyleyse var oluşun sebebi yokluk olamaz. Kâinâtın varlık sebebi , ezeli ve ebedi olmayan maddenin var edici sebebi , aslâ kendileri gibi fânî bir varlık olamaz. Varlık , var olmak için , mutlak kararlılıkta , sonsuz kararlılıkta olan , ezelî ve ebedî olan , başlangıcı ve sonu olmayan bir var edici sebebe , sebeplerin sebebine muhtaçtır. Varlığın var olmasına sebep olan , mutlak kararlılıktaki , sonsuz kararlılıktaki , o sebeplerin sebebi ise , her şeyi bilen ve her şey üzerinde kudretini yürüten yüce tanrıdır. O , her şeyi bilen ve her şey üzerine güç yetiren , yaratıcı tanrı , tek Tanrıdır , Bir olan Tanrıdır , yüce Allahdır.
Eğer , tesâdüfen var oluşun mümkün olduğunda ısrar eden olacak olursa , onlara gereken tesâdüfün mümkün olduğunu isbat etmek olacaktır. Hiçbir bilimsel araştırma , tesâdüfün varlığını isbât için kurgulanmamış ve sürdürülmemiştir. Eğer taraftarı olanların çokluğuna oranla , az bir kısmı bile , tesâdüfen var oluşa dâir isbat çalışmalarına para yatıracak olsaydı , her yıl milyarlarca liranın bu çalışmalara harcandığını görür olurduk. Bunca inançlısının bulunmasına rağmen , üzerinde yapılacak çalışmalara hiçbir harcama yapanın olmaması da isbât eder ki , tesâdüf put perestleri , kendileri de kendi yonttukları tesâdüf putuna inanmıyorlar. Eğer tesâdüfen bir şeylerin var olduğunu isbata kalkışan olursa , tüm harcamalarının boşa gideceğinden emin oldukları için bu tür çalışmalara para harcamazlar. Buna rağmen , toplumları , hayvan sürüsü gibi , şuursuz topluluklar yapmak için , dinsizliğin destekçisi görünürler ve yayılması için çalışırlar. Yada bu sapıklığa , sorumsuz , günah dolu , bencil bir hayvan hayatı yaşamak için inanmış görünürler.
Aslında dinsizler de , kendi dinsizliklerinine inanmayan , bildikleri gerçeği gizleyen nankörlerdirler. Yada düşünmek zahmetine bile gerek görmeyecek kadar bencilliklerinin kuludurlar.
Basit bir deney düşünelim. Bir bardak su ve bir küp şekerimiz olsun , bu su ve şeker yan yana konulsun ,bir saat beklesek , yada 1 gün , yada bir ay , yada 10 yıl yada 1 milyar yıl , tesâdüfen şekerli su oluşabilir mi. Sapıklığın taasubundaki birileri evet bu mümkündür demekte ısrar edebilirler belki. Hiçbir sağlıklı akıl sahibi kişi bunun mümkün olacağını iddia edemez.
Bunu fiilen denemek mümkündür. 1 milyar yıl beklemek yerine , 1 milyar bardak içindeki suyu ve şekeri yan yana koyarak 1 yıl bekleyerek , 1 milyar yıla denk bir deney ortamı kura biliriz. Bu deney düzeneği 1 milyar yılda şekerli su oluşma ihtimali olmadığını isbat eder. Bu 1 milyar bardak su ve şeker 1 yıl bekletilse bunlardan her hangi birinin şekerinin bardaktaki suya karışması ve şekerli su oluşturması mümkün müdür. Elbette , bu şeker ve su düzeneğinden tesâdüfen her hangi birinin şekerli su oluşturmasını beklemek delilikten başka bir şey olmaz. Hiçbir akıllı böyle bir şeyin olmasını beklemez. Bu sebeple herkes , dinsizler dâhil bilirler ki tesâdüf yoktur. Fakat onlar var olmadığını bildikleri halde onu savunmaktan utanmayan , akıllı rolü yapan zır delililerdirler.
Bir badak şekerli su bile tesâdüfen oluşamadığı halde , hârika yapılı , muazzam kâinât , elbette tesâdüfen oluşamaz. Üstelik bu deney düzeneği , var olan nesneler arasındaki tesâdüfün deneyidir. Meselâ su ve şeker olmadan bir milyar yada bir trilyon boş bardak bir milyar yada bir trilyon yıl bekletilse bardaklardan her hangi birinde tesâdüfen şekerli su olabilir mi. Bu durum imkânsız üstü imkânsız bir durumdur. Böyle bir şeyin olabileceğini iddia eden ise delilik üstü bir delilik içindedir. Fakat tüm bunlar bilinen pek açık , net doğal bilgiler olduğu halde dinsizler , bir bardak şekerli su ile kıyaslanması mümkün olmayan hârika yaratılışlı , muazzam kâinâtın tesâdüfen var olduğunu iddiâ edebiliyorlar. Durum tam anlamıyla şudur aslında = zır deliliğin , zır delilik karesinin , zır delilik karesi ve daha fazlası = eşittir = dinsizlik , ateistlik. Dinsizlik akıl dışıdır , insanlık dışıdır. Dinsizlik şeytanlıktan başka bir şey değildir. Aklın gerektirdiği sorumluluğu taşımayanların cezalanması ise , yüce Allâhın hakkı olan bir gerçektir. Ebedi bir zarardan , cehennemden kurtulmaları için , tevbe ederek müslüman olmalarını dilerim.
Israrcı sapıklara şunu da öneririm , eğer muazzam kâinât tesâdüfen oluştu demekte ısrar edecekseler , bâri küçük bir delil olmak üzere şunu yapsınlar. Yüce Allâhın yarattığı hiçbir şeyi kullanmadan bir tohum var etsinler de ondan bir bitki çıksın ki o bitki kendi tohumunu da üretsin böylece nesli sürüp gitsin.
Zor mu geldi , bunca çeşit içinde bir çeşit bile var edememek , hadi siz var olan cansız nesneleri kullanarak yapın. Taptığınız , yaratılmış olan aklınızın ürünü olan hiç bir bilim bunun mümkün olduğunu isbat edemedi.
Zor mu geldi siz daha bâsitini yapın , eğer gücünüz yeterse , hâydi iddianızda doğru iseniz , yüce Allâhın yarattıklarından hiç birini kullanmadan bir zerre var edin. Hangi bilim ve akıl bunun mümkün olduğunu isbât edebilir. Akıllı bir varlık olarak var olduğunuz halde , var olanları kullanmadan bir zerre bile var edemediğiniz halde , nasıl olurda , akılsız , şuursuz , kör , sağır , dilsiz , varlıksız , var olmayan tesâdüfün koca kâinâtı var edebileceğini iddia edersiniz.
Ey inkarcılar , artık inandınız değil mi. Siz yanlış yolda olanlarsınız , tevbe edin ve sizi ve her şeyi ilim ve kudretle var eden , affetmeyi seven , çok merhametli yüce Allâha kendinizi teslim edin , kendini yüce Allâha teslim edenlerden olun , yâni müslüman olun ki kurtulabilesiniz. Böylece , bilin ve bildirin ki , kâinât , her zeresiyle , yüce Allâhın var edişi dışında , örneğinin yapılması mümkün olmayan bir mûcizedir. Öyleyse , KÂİNÂT , MADDESİNİN HER ZERRESİYLE TANIKTIR Kİ TANRI VAR , ALLAH VAR.
Âyet = “…ve (Gerçeğe) İletme’ye uyan Sağ Olsun” (Kuran – 20 Tâhâ sûresi , Âyet 47)
Âyet = “Övgü , Evrenlerin türeteni (Rabbi) Allah içindir” (Kuran – 1 Fatiha sûresi , Âyet 1)
Yazar = Ali kenan Aydın
Konunun ilk oluşturulma tarihi = 6 Mart 2016 Pazar