EVRİM YOK – TANRI VAR – EVRİM TEORİSİNİ TÂRİHİN ÇÖPLÜĞÜNE TIKAN İSBÂT
BEN ALLÂHIN KULUYUM.
Atılmış şeytandan Allâha sığınırım.
Rahmeti Her Şeyi Kapsayan , Çok Rahmet Eden Allâhın adıyla.
(Kuran – 1 Fâtiha sûresi , Âyet 1) “Övme , Evrenlerin türeteni (Rabbi) Allah içindir”.
Selâm (esenlik-sağ etme) yüce Allâhın rasûlu Muhammedin üzerine olsun ve yüce Allâhın rahmeti ve O’nun bereketleri.
Bilim çağının bulguları ile , evrim teorisi ve evrim teorisini delil olarak kullanan dinsizlik , îmânsızlık , Allah’sızlık yok oluyor. Dünyâda ve uzaydaki canlılar , dinsiz evrimcilerin iddiâ ettiği tarzda bir evrimin olmadığını isbât ediyor.
Elbette , varlığı da , canlılığı da , insan türünü de , yüce Allah yarattı. Dünyâda ve uzayda , birbirinden türemesi , evrimleşmesi mümkün olmayan pek çok canlı türü , birbirinden türemesi , evrimleşmesi mümkün olmayan boyut farklarıyla yaratılmışlar. Bu farklılıklar , evrimci dinsizlerin îmân ettiği türde bir evrimin yanlış olduğuna ve tanrının var olduğuna delildirler.
Evrimci sahtekârların uydurduğu ve delil olarak sunduğu eski canlıların fosillerinin bir kısmı yalan , bir kısmı gerçek fosiller. Bu fosil delillerin hepsi çağdaş insanların boyutundadırlar. Hal bu ki , evrende , dünyâmızda ve uzayda , insan boyutundan daha küçük ve daha büyük , insan ve insan benzeri akıllı canlılar var. Bu durum evrimci dinsizlerin , insan türünün , dünyâdaki maymun türlerinden türediği iddiâsının yanlışlığını isbât etti.
Evrim , şüphesiz , bir sapıklıktır. Evrim , insanları dinsizleştirmek ve güdülmeye hazır hayvan sürüleri yapmak için , sömürgecilerin , özellikle ingilizlerin uydurduğu ve kullandığı bir hayvanlaştırma tuzağıdır.
Yüce Allah , gökler ve yerde canlıların varlığını , dünyâda olduğu gibi , uzayda da hayâtın var olduğunu , bin dört yüz (1400) yıldan daha uzun süre önce , Rasûlü , elçisi Muhammede indirdiği Kuranda bildirdi.
(Kuran – 16 Nahl sûresi – âyet 49) “ve Allâh için secde eder ne (var) göklerde ve ne (var) yer(yüzün)de dâbbeden (kımıldayandan, canlıdan) ve melekler ve onlar büyüklenmezler”.
(Kuran – 42 Şûrâ sûresi – âyet 29) “ve O’nun (Allâh’ın) âyetlerinden (belirtilerinden) , yaratılış (tarz)ı gökler ve yer(yüzünü)n ve ne yaydı o ikisinde dâbbeden (kımıldayandan, canlıdan) ve o (onların) toplanmalarına dilediğinde kadîr (çok iyi ölçüler koyan)”.
BU KONU , EVRİM GÂVURLARININ ÎMÂN ETTİĞİ TARZDA BİR EVRİMİN , YANLIŞ OLDUĞUNU İSBÂT EDER VE TANRININ VAR OLDUĞUNU VE BİR OLDUĞUNU ; GERÇEK OLDUĞUNU İSBÂT EDER.
EVRİM YOK – 1 – ÎRAN’DA BULUNAN , 25 cm BOYUNDA , MAKHUNİK İNSANLARI
25 cm İNSAN
BU BÖLÜM , ALINTI BİR HABERDİR , HABER TÂRÎHİ 2014 HAZÎRAN AYI
5 bin yıllık cüceler şehri
07.06.2014
RESİM – 1 – İRANDA BULUNAN CÜCE İNSAN MEDENİYETİ
Îran’da , 5 bin yıl önce cücelerin yaşadığı , antik bir kent keşfedildi. Makhunik isimli kentteki yapıların hepsi küçük insanların içine sığabileceği şekilde tasarlanmış.
Îran’da , Horasan eyaletinin güneyinde geçtiğimiz günlerde cücelerin yaşadığı ismi Makhunik olan 5 bin yıllık antik bir şehir bulundu. Horasan’ın komşu eyaleti olan Kirman’daki Şahdad şehrinin 100 kilometre doğusunda bulunan antik şehre ait sürekli yeni kalıntılar çıkarılmaya da devam ediliyor. Antik cüceler şehri Makhunik , 1946’ya kadar herhangi bir uygarlığın yaşamadığı düşünülen Lut Çölü’nün merkezine 60 kilometre uzaklıktaki bir bölgede Tahran Üniversitesi Coğrafya Fakültesi tarafından keşfedildi. Antik kentteki yapıların kalıntıları Jonathan Swift’in dünyaca ünlü romanı “Güliver’in Gezileri” kitabında yer alan ve cüceler ülkesi olarak geçen Liliput Şehri’ni veya J.R.R. Tolkien’in “Yüzüklerin Efendisi” kitabı ile filmindeki Hobbitlerin köyünü andırıyor.
EN ESKİ METAL BAYRAK
Arkeologların yaptığı açıklamalara göre, Makhunik antik kentinin Sümer mitolojisinde geçen iki mistik krallıktan biri olan Uruk krallığının Aratta medeniyetine ait bir şehri olduğu ve cüce insanların burada M.Ö. 6000 yılından beri yaşadığı düşünülüyor. Şehirde keşfedilen küçük boyutlu yapılar da bu inanca kanıt olarak gösteriliyor. Makhunik şehrinde bulunan yapılar arasında atölyeler, konut bölgeleri ve mezarlıklar yer alıyor. 800’den fazla antik mezar da kazı aşamaları sırasında ortaya çıkarıldı. Bu yapıların hepsi ve diğer araç gereçler yalnızca küçük insanların içerisine sığabileceği şekilde tasarlanmış. Bölgede yapılan çalışmalarda kuyumcular, esnaflar ve çiftçilerin yaşadığı bazı alt bölgeler de keşfedildi. Ayrıca insanlık tarihinin en eski metal bayrağı bu antik kentte ortaya çıkarıldı.
2005’te bulunan 25 santimetre boyundaki (doğal yollarla kendiliğinden) mumyalanmış bir cüce , cüceler şehri teorisine en önemli kanıt olarak gösteriliyor. Cüce cesedi, kazı yapan iki kaçakçı tarafından bulunmuş ve 3 milyon dolara Almanya’da satmaya çalıştıkları sırada ele geçirilmişti. Arkeologlar, cücenin cesedini inceledikten sonra, cesedin doğal işlemlerle mumyalanmış olabileceğini kaydetmişti. Mumya üzerinde yapılan bilimsel çalışmalar sonucunda, cücenin öldüğünde 16-17 yaşlarında olduğu tespit edilmişti.
Evrim savunucusu olan sapık fikirlilere sorun bakalım , bu insanlar evrime delil olarak ileri sürdükleri yalanlardan bahs edilirken , neden konuya dâhil edilmiyor. Eğer bunların evrim teorisinde , ileri sürülen , insanın evrim aşamalarından biri olarak , ileri sürülürse , uydurdukları fosil sıralamasında nereye koyacaklar. Her hangi bir yere koyamazlar. Bu konuları yok sayarak insanlığı aldatmaya da utanmazlar. Eğer bu türün varlığını kabul ederseler , evrime de dâhil edemedikleri için , bu ve benzeri boyut farkı olanları , başka nesil insanlar olarak kabul etmek zorunda kalırlar. Bunlar başka tür insan olursa , uyduruk evrimsel sıralamada , başka bir türden ayrılarak evrimleşen bir türdür demek zorunda kalırlar. Bu durumda ise , başka bir zamanda , insanın uyduruk evrimsel atasından başka bir evrimsel atadan türemiş olan bu ve benzeri türlerin nasıl olup da insan olduğunu açıklayamazlar. Çünkü biri diğerinden bağımsız olan , evrimsel , doğal , tesâdüfî seçilimler asla , sonuçta diğerinin benzeri olan canlılasrın oluşmasına sebep olamazlar. Bu durumda , akıl ve mantıkla , bilimsel tüm değerlerin de gereği olarak , bir tek seçenek kalır , bu canlıların varlık sebebinin evrim değil , yüce tanrı olduğunu kabul edecekler. Fakat , onlar aslında , bilim değil , ingiliz ajanlığı yaptıkları için , bu görevi , insanlığı aldatma görevini sürdürmek zorundalar. Bu sebeple , bu ap açık gerçekleri yok sayarlar. Umarım , bu derin aldanış sebebiyle hizmet ettikleri şeyin , bilim değil , bir sömürü düzeni olduğunu anlayarak kısa sürede bu yanlıştan dönerek , gerçeği kabul ederler.
EVRİM YOK – 2 – ŞİLİ’DE , ATACAMA ÇÖLÜNDE BULUNAN , 16-17 YAŞINDA , 25 SANTİM BOYUNDA İNSAN İSKELETİ
12 – 15 cm İNSAN
RESİM – 2 – ATACAMA ÇÖLÜ , MİNİ İNSANI
Bu insan benzeri canlı 15 santimetre kadar boya sâhiptir.
Bu boyutlarda bir insan olduğuna inanmak zor gelebilirse de bu bilimsel bir gerçektir. Bu konuda yapılan haberlerden anlaşılan , bu canlının genetik malzemesini de sağlam olarak bularak , kopyasını da üretmişler ve 9 yaşındakinin boyutunun , iskeleti bulunan örneğin boyunda olduğunu da isbat etmişler , zîrâ bu konudaki haberlerden 9 – 10 sene kadar sonra bu konuyu tekrar haber yaptılar.
Son yıllarda , bu canlının mikroskobik incelemesini de yaptılar ve bu canlının insân olduğunu da tesbit ettiler.
HABERİN ADRESİ =
KÜÇÜK UZAYLININ DNA SI ANALİZ EDİLDİ
KESİNLİKLE İNSAN
EVRİM YOK – 3 – YÜZLERCE METRE BOYUNDA İNSAN VE BENZERLERİ
RESİM = 3 = İNSAN BENZERİ DEV KAFA FOSİLİ
Daha büyüğü ise , insan yüzü gibi yüzü olan , tahmînen 100 metre kadar yada daha fazla büyüklüğü olan bir baş resmi. Bu resimde sol altta görülen , bir çift direkli yelkenliye göre hesap edilebilir büyüklüğü. Başı 100 metre ise kendisi de muhtemelen 700 metre büyüklüğündedir.
Bu kadar büyük insan benzeri bir canlı , eğer , evrim geçirerek , süregelen bir süreçle insan oluşmuş olsaydı , o taktirde evrimcilerin iddiâ ettiği tarzda bir evrimsel süreçte insana benzerliğinin yok olması gerekirdi.
Bu boyuttaki bir canlının evrimsel süreçle insan boyutuna dönüşümü , milyonlarca yıldan önce olması beklenemez.
Hal bu ki evrimci sapıklara göre on binlerce yıl önceki insan boyutlu bazı maymun türleri insanın atasıdırlar. Bu yalanlarını ise zamanla değiştiriyorlar. 10 binleri , 100 binler ve milyonlara kadar uzatarak , evrim teorisini de sürekli değiştiriyorlar. Yalanları yalan olduğu anlaşıldıkça sürekli değişiyor.
Evrimci sapıklara göre milyonlarca yıl önce maymun bile yoktu , mesela onlara göre maymunun atası olan bir deniz canlısı var olmalıydı. Evrime göre canlılar değişim geçirdiğine göre , milyonlarca yıl önceki canlıların türü tamamen başka bir türe dönüşmüş olmalıydı. Hal bu ki bu resim isbat ediyor ki , milyonlarca yıl önce insan benzeri canlılar vardı. Öyleyse evrimciler yalan söylüyor. Milyonlarca yıllık pek çok fosil , taşlaşmış canlı bulunuyor. Bulunan bu canlıların bir kısmı türü tükenmiş canlılar ve bir kısmının ise , hâlen çağımızda yaşayanlarla aynı türde olduğu tesbit ediliyor. Evrim , anlaşılan canlılardan çok , Evrim teorisini evrimleştiriyor. Çünkü HAK = GERÇEK GELDİĞİNDE BÂTIL ALÇALIR.
RESİM = 4 = MİLYON YILLIK SECDE
Özel bir duyumla bildiğim için , bu konuyu , delil ediyorum. Resimde görülen SECDE EDEN KAYA olarak yayılmış olan resim , gerçek bir insan fosili. Bu fosilin uzunluğu 300 metredir. Ultrason incelemesinden sonra , ortaya çıkan , bunun kaya değil bir insan fosili olduğudur. Ayrıca bu İnsan türünün TEK GÖZLÜ olduğu da tesbît edilmiş. Hal bu ki evrimcilere göre o devirde insan var olması mümkün değildir. Üstelik bu insan türü tek gözlüdür. Başka fosil buluntularda da tek gözlü insanlar bulunmuştur. Evrimcilerin ileri sürdüğü tarzdaki evrimsel süreçlerde , çift gözlüden tek gözlülük oluşması nereyse imkânsızdır. Bu boyutlarda bir canlının evrimsel süreçte küçülüp insan boyutuna geldiği var sayılabilir fakat tek gözlü iken çift gözlü olması imkânsızdır. Üstelik bu kadar eski bir zamanda , muhtemelen milyon yıllık bir zamanda , eğer evrim var olsaydı , evrimcilerin ileri sürdükleri delillere göre , on binlerce yıl önceki maymunlar insana dönüştüğü iddiasına göre , milyon yıl önce insan türü var olmamalıydı. Fakat bu resimdeki insan , evrimcilerin suratına bile bakmayarak , yüce Allâh için olan , milyon yıllık secde ile secde edişini sürdürerek , kul olan varlığıyla , evriminize tükürmeye bile tenezzül etmiyor.
EVRİM YOK – 4 – İNSAN YÜZLÜ BİTKİ
RESİM = 5 = DEV İNSAN YÜZLÜ BİTKİ
RESİM = 6 = DEV İNSAN YÜZLÜ BİTKİ
Bu reim Google Eart programındaki , Google dünyâ haritasından kopyalanmıştır. Kulak deliğinden alt tarafa doğru uzanan beyazlık araba yoludur. Bildiğimiz , meşhûr canlı türlerinden epey farklı bir tür bu tür. Yaşayan örneği bilinmiyor. Hem bitki hem de insan başı var. Görmedikçe inanılacak gibi değil. Gördüğünü inkâr edenlere göre ise , inanılacak bir şey de , her hangi bir gerçek de yoktur. Bu olağan üstü bir resim. Hem bitki hem de insan , yâni akıllı olduğunda şüphe olmayan bir bitki. Gerçi bilenler için her varlıkta bir şuur olduğu mâlumdur. KURAN VE HADİSDE EVRENSEL ŞUUR adlı konu dizisinde , tüm evrensel nesnelerin şuurlu olduğunu , âyet ve hadislerle isbât etmiştim. İşte bu resim de , bilen bilmeyen herkesin açıkça , bitkilerin de şuurlu olduğuna , dahâsı bitkilerin bu türünün insan kadar şuurlu olduğuna kanaat edineceği bir belgedir.
İnsanın maymundan türediğini iddiâ eden evrimci sahtekârlar bu işin içinden çıkamazlar. Yüce Allâhın varlığını ve gücünü bilenler için ise anlaşılması zor değil. Yüce Allah neyi dilerse onu yaratır. O dilediğini yapandır. Eğer inkâra yeltenmezseler , evrimci dinsizler bu durumda verecek cevap bulamazlar. Belli ki , en az , milyonlarca yıllık bir nesnedir bu görülen. Üstelik sâdece kafası bile yüzlerce metrelik boyuttadır. Hem olağan üstü bir yapıda oluşu yâni bitki ve insan bileşimi olması , hem eskiliği hemde boyutu evrimci sapıklığa geçit vermeyen , yüce Allâh’ın varlığına delil olan bir çok belirtiler , âyetlerdir akledenler için. Yüce Allah Kuranda gökler ve yerin yaratılış tarzında âyetler var diyor. İşte bunlar onlardandır.
Kurandan bir âyet =
(Kuran – 2 Bakara sûresi – Âyet 164) “ELBETTE GÖKLER VE YERİN YARATILIŞ TARZINDA ve gece ve gündüzün ard arda gelişinde ve insanlara yararlı olan şeyle denizin içinde akıp giden Fulk (gemi = yörünge aracı) ve Ne varsa sudan , Allâhın gökten indirdiği ve onunla yeri ölümünden sonra yaşattığı ve ardından orada kımıldayandan (dâbbeden = canlıdan) saçtığı ve rüzgârların dönüştürülmesi ve gök ve yer arasında bulunan yararlanılmaya hazır olan bulut , elbet (BİR TAKIM) BELİRTİLER (ÂYETLER) (bir) toplum için (ki) aklederler”.
Yüce Allah doğru dedi.
EVRİM YOK – 5 – YÜZLERCE KİLOMETRELİK CANLILAR
RESİM = 7 = DEV BİLİNMEYEN CANLI TÜRÜ
RESİM = 8 = DEV FOSİLLERİN BULUNDUĞU GÜNEY AMERİKA KITASININ HARİTASI
DEV CANLILAR GERÇEKTİR. Güney Amerika kıtasında bâriz dev canlılar var. Biri Brezilyadaki , dört bacağı , başı ve yelesi ve dik duran kuyruğu görünen , sivri çeneli tanımadığım bir köpek türü canlı. Bu canlının boyu 700 kilometre civârında. Başka bir canlı ise , gene Brezilyada bulunan , 150 kilometre kadar boyu olan , fino türü bir köpek. Diğer bir canlı da güney Amerika kıtasında Arjantinde olan , insan yüzlü kısa fil hortumu gibi bir burnu olan , sâdece kafası bile 150 kilometre uzunlukta olan bir farklı canlı türü. Bu tür canlıların varlığı isbât eder ki evrimcilerin bahsettiği tarzda bir evrim yoktur. Bunlar muhtemelen milyarlarca yıl öncesine âit canlılar. Bu kadar büyük ve eski canlıların varlığı , hem büyüklüklerinin çokluğu , hemde eskiliklerinin çokluğu olmak üzere iki yönden de , evrimin yanlışlığına delil olurlar. Ve bu canlıların yeryüzünü şekillendiren yapı taşı gibi bulunması ise , Bakara 164 numaralı âyetin bildirdiği gerçeği , ELBETTE GÖKLER VE YERİN YARATILIŞ TARZINDA ÂYETLER VAR sözünün doğruluğunu isbât eder.
EVRİM YOK – 6 – DEV ÖTESİ AZAMETLİ , IŞIK YILI BOYUNDA , EVRENSEL , UZAYLI CANLILAR
Evrimi yıkan gerçekler , çağdaş uzay biliminin verileri. Evrenin büyüklüğü karşısında insan şaşkına dönebilir. Koca dünyâya nisbetle küçüğün küçüğü bir zerrecik kadar olan insan ne çok büyükleniyor. Yüce Tanrıya itaat etmemek büyüklenmektir. Koca dünyâ , kâinâta nisbetle küçüğün küçüğü küçücük bir zerrecik bile değil. Bu azametli varlık evrenini var eden yüce Allâh’ı kendisine lâyık övgülerle övmek mümkün değildir. O kendisini bildirdiği gibi en yücedir. EVRENLERİN TÜRETENİDİR.
Evren o kadar büyüktür ki sınırlarını bilmek , büyüklüğünü bilmek henüz bilimsel olarak mümkün değildir. Evrensel nesnelerin büyüklüğünü belirtmek için aklımızın sınırını aşan ölçüler kullanmak zorunda kalırız. Bu ölçü genellikle ışık yılı olur. Bir ışık yılı demek , ışığın bir yılda ulaşabileceği uzaklık demektir. Bu uzaklığın nasıl bir uzaklık olduğunu biraz anlamak için , dünyânın ışık hızına göre büyüklüğünü bilmemiz faydalıdır. Dünyâmızın büyüklüğü ışık hızı ölçüsüne göre bir sâniyenin 23 de biri kadardır. Yâni ışık , bir sâniyede 23 tâne dünyâ büyüklüğünü geçecek kadar hızlıdır. Meselâ , güneş , ışık hızı ölçüsüne göre 8 dakîka uzaklıktadır. Yâni ışık , güneşten dünyâmıza 8 dakîkada gelir. Bu mesâfeyi dünyânın büyüklüğü ile karşılaştırırsak , dünyâ ile güneşin arasındaki uzaklık kadar bir mesâfeye 11 bin den daha çok dünyâ sığar. Güneşimiz bir yıldızdır , kâinâttaki yıldız sayısından , sâdece bilim adamlarının görebildiği alandaki yıldızların , yâni güneşlerin , kesin bilinmeyen tahmîni sayısı bile aklımızın alamayacağı kadar çoktur.
Hal bu ki kâinâtın görebildiğimiz alanı göremediğimiz alanına nisbetle küçüğün küçüğü küçücük bir zerrecik gibidir. Güneşimizin ve berâberinde dünyâmızın da içinde bulunduğu yıldız kümesinde yâni galaksimizde 200 milyar civârında yıldız , yâni 200 milyar civârında güneş vardır. Kâinâttaki galaksilerdeki yıldız miktârı ortalama olarak galaksimiz kadardır. Kimi yıldız kümelerinde yâni kimi galaksilerde bin civârında kimi galaksilerde 1 trilyon civârında yıldız yâni 1 trilyon civârında güneş vardır. Bu tarzda yüzlerce milyar galaksi olduğu tahmin ediliyor. Galaksilerin boyutları ışık yılı olarak belirtilir. Bu kadar büyük nesnelerin canlı olabileceğini düşünmek imkânsızdır , çoğu kısıtlı bilgi sâhipleri için. Fakat Kuran ve hadisde evrensel şuur adlı konuda da belirtildiği gibi her nesnenin ve göğün ve yerin de şuuru vardır. Yüce Allâhın emrine , isteyerek , şuurlu , irâdeli olarak uydukları da Kuranda belirtilmiş. Bunlar ufuk açan bilgiler , fakat herhangi bir galaksinin canlı olduğuna delil değil. Galaksilerden bir kısmının canlı olduğunu isbât eden pek çok galaksi resimleri var. Şimdilik , az örnekle , galaksilerin canlı ve akıllı olduğunu isbât edeceğim.
RESİM = 9 = ARP 148 Hubble Interacting Galaxy Arp 148
ARP 148 adlı galaksi , NASA tarafından resmi alınmıştır. Resimde görüldüğü gibi bâriz bir baş , gövde ve kuyruğa sâhiptir. Başında , uzun çenesi , gözü , ve ağzı açıkça görülüyor. Bu ap açık bir timsahdır. Uzayda , dünyadan ve dünyalı timsahlardan kentrilyonlarca büyük bir timsah.
RESİM = 10 = HH-222= ŞELÂLE BULUTSUSU
https://apod.nasa.gov/apod/ap111024.html
Anahtar Sözcükler :
Herbig-Haro Nesnesi, Bulutsu, Avcı
HH-222= ŞELÂLE BULUTSUSU = Büyüklüğü = 10 IŞIK YILI.
NASA tarafından resmi alınmıştır. ŞELÂLE BULUTSUSU 10 IŞIK YILI BOYUTUNDADIR. 10 ışık yılı boyutundaki bu nesnede , resimdeki işâretli bölgede , bakarsanız göreceğiniz gibi , insan gözünün aynısı olan bir göz var. Bu durumda 10 ışık yılı büyüklüğündeki bu nesne bir canlının başından ibârettir. Başına nisbetle gövdesinin , insan başına nisbetle , toplam vücut uzunluğunun , 1 birime karşılık 7 birim olduğuna göre , hesap edersek , bu başı 10 ışık yılı büyüklüğünde olan bu canlının boyu belkide 70 ışık yılı uzunluğundadır. Gözünün büyüklüğü ise yaklaşık 1 ışık yılı uzunluğundadır , gözünün karası ve beyâzı bâriz olarak belli olan , bu resimde görünen gözün karası , yaklaşık 5 ışık ayı uzunluğundadır.
RESİM 11 = GALAKTİK BOYUTTA KUŞ
GALAKSİ ADI = NGC 6537 KIRMIZI ÖRÜMCEK BULUTSUSU
UZAKLIĞI = 4000 IŞIK YILI.
BÜYÜKLÜĞÜ = 1,6 IŞIK YILI.
Evrimci sahtekârlar için , bu durumu inkâr etmedikçe , hiçbir cevap yolu yoktur. Evrimci dinsizler bu durumu açıklayamazlar. Galaksilerin evrim geçirip insan ve diğer yer yüzü canlıları olduğunu iddiâ edemezler , insanların veyâ diğer yer yüzü canlılarının evrim geçirip galaksi olduğunu iddiâ edemezler. Hiç şüphesiz , bellidir ki , insanı ve dünyadaki canlıları yaratan kim ise bu galaksileri yaratan da odur. Aslâ tesâdüfî bir var oluşla var olan canlılar birbirine benzeyemez çünkü.
Eğer , evrimcilerce , tesâdüfen var olduğu var sayılan canlılığın , evrensel boyuttaki canlılığın da , insan boyutundaki canlılığın da , benzer olması , tesâdüfen olması , mümkün bir durumdur denecek olursa , bu iddiâ ya bir delilik alâmeti yada tesâdüfün akıllı ve şuurlu , bilinçli ve kudretli olduğunu iddiâ etmek olur.
Ateist , dinsiz fikri sapıkların , doğadaki hârikaları kabul ederek , doğada , insan üstü , hârika , bilimler olduğunu kabul ederek , yüce Allâhı inkâr etmeleri , yüce Allâha âit ilim ve kudret gibi , değerli sıfatların , doğada var olduğunu kabul ederek , yüce Allâha doğa adını vermelerinden ibâret olan , bir gerçeği örtme çabası olur.
Hiç şüphesiz , farklı , ilgisiz ortam canlılarını birbirine benzer yapan tesâdüf değil yüce Tanrıdır. Bu durum , Evrensel boyuttaki canlıların da , insan boyutundaki canlıların da , evrimle değil , Yaratanın , Tanrının , yüce Allâhın yaratışı ile var olduğunun delîlidir. ŞELÂLE BULUTSUSU olarak adlandırılmış olan bu evrensel nesne TANIKTIR ki evrimcilerin iddiâ ettiği tarzda bir EVRİM YALANDIR , TANRI VARDIR , dinsizler , Allah’sızlar , gerçek akıl ve bilimden ve doğru yoldan sapmışlardır. Öyleyse , ey aldanmış olanlar , tevbe edin ve yüce Allâha inanın ve uyun , böylece ebedîyen kurtulursunuz.
EVRİM YOK – TANRI VAR – 7 – UZAYDA HAYAT , MARSDA HAYAT
Uzayda , dünyâlı canlılara benzer olan dev canlıların var olması ile birlikte , uzayda , dünyâlı canlıların boyutunda canlıların varlığı da evrimin yalan olduğuna delildir
Tanrıyı inkâr edenlerin , ileri gelen çağdaş sapıklık yolu komünizmdir. Son yüzyıllarda , çoğu bozgunculuk yolunda olduğu gibi , komünizmde de önderlik , yönetim , halkları hayvan gibi sürüleştirme ve çıkarları için kullanmanın başında dâimâ mel’ûn Yahudi ve Mason teşkilâtları ve daha başkaları da vardır ve onların arkasında ise , anlaşılan , onları maşa olarak kullanan İngiliz sömürgeciliği vardır.
Komünizmin temel felsefesi , tanrının var olmadığıdır. Tanrıyı inkâr için ileri sürdükleri temel felsefe , her şeyin , tüm kâinâtın tesâdüfen var olduğu saçmalığıdır. Bu saçmalığı kabul ettirmek için uydurdukları temel felsefelerin başı , canlılığın da cansız varlıklardan tesâdüfen oluştuğu ahmaklığıdır.
Bu sapık fikirlilere göre , tesâdüfen oluşan basit canlılar , daha sonra karmaşık canlılara dönüşmüş. Bu saçmalıklar ve ahmaklıklar yığınının en ileri aşamasında olan baş sapıklıkları da , insan neslinin , yeryüzünde , tesadüfen oluşan canlıların gelişmesi ile oluşan maymundan türediğidir. İddialarına göre maymunlar evrim = değişim geçirerek insana dönüşmüş. Bu iddiayı delillendirmek adına uydurdukları , maymun ve insan arasında olduğunu iddia ettikleri canlıların varlığını isbat için çeşitli deliller ileri sürmüşler.
Gelişen teknoloji ile uydurdukları bu delillerin yalan olduğu anlaşıldığı halde onlar tanrısızlığın doğruluğunu iddia etmekten vaz geçmemişlerdir. İnsan maymun arası bir canlı olduğunu iddia ettikleri , aslında , bazı parçalarını insan iskeletinden bazı parçalarını maymun iskeletinden alarak oluşturdukları yalan delilleri uydurmaları , insanın maymundan geldiğine kendilerinin de inanmadığını , insanın maymundan geldiği iddiasını insanlığı aldatmak için uydurduklarının delillerindendir.
Bu sapık felsefenin adı Darvinizmdir. Darvinizme göre canlılar cansız maddelerden tesâdüfen oluşmuş , gelişerek maymun olmuş , maymunlar da gelişerek insan olmuştur. Bu sapıklara göre dünyâdaki canlılar dünyâya mahsustur , dünyâda oluşmuştur.
Bu sapıklığa göre düşünülecek olursa , eğer uzayda hayat varsa aslâ dünyâdakinin aynı olmamalıdır. Meselâ uzaylı canlılar dünyâdakiler gibi sürüngen , iki ayaklı , dört ayaklı , kanatlı , yada iki ve üzeri sayıda kanatlı olmamalıdır. Özellikle uzayda insan var olmamalıdır , çünkü , insan , bu sapıklara göre , dünyâda tesâdüfen oluşan bir sürecin sonucunda var olmuştur. Öyleyse dünyâda var olan hiçbir hayvan türü de uzayda var olmamalıdır. Meselâ deve , sığır , koyun , keçi uzayda var olmamalıdır.
Varlığı resmen açıklanmasa da uzayda hayat kesin olarak anlaşıldı. Resmi olmayan açıklamalar yapıldı. Bu iki resim de bunlara örnektir.
RESİM 12 = MARSDA İSKELET KALINTISI
Bu resmin kaynağı olan internet adresi =
RESİM 13 = MARSDA BİR SÜRÜNGEN CANLI
Bu resimin kaynağı olan internet adresi =
https://www.stargundem.com/teknoloji/1322238-bavullari-hazirlayin-marsta-hayat-var.html
Bu resimler gerçektir. Kur’ân’ı kerîm’in , uzayda hayâtın varlığından bahseden âyetlerinin ve Kuranın mûcize olduğu böylece isbâtlandı. Uzayda hayâtın varlığının isbatlanması , evrim teorisinin yanlışlığını da isbât etmiş oldu. Çünkü , eğer evrimcilerin ve diğer dinsizlerin dediği gibi , hayat dünyâda tesâdüfen oluşmuş olsaydı ve böylece evrimleşseydi , uzayda tesâdüfen oluşan herhangi bir canlı ile aslâ benzer olamazdılar.
Çünkü hiçbir tesâdüf , benzerlik , denklik oluşturamazdı. Hal bu ki bu resimde de görüldüğü gibi , marsdaki canlının 4 bacağı var , dünyâdakiler gibi. Ayrıca benzerini dünyâda gördüğümüz bir biçimde bu canlı. Teferruâtını tesbit edemediğim için bu resim hakkında daha fazla bir şey söylemem zor olsa da şu kesin ki bu canlının eğer varsa ki vardır , yada uzaydaki her hangi bir canlının , meselâ iki gözü varsa bu da evrimin yanlışlığına delil olur.
Bunun gibi Uzaydaki herhangi bir canlı , dünyâdaki herhangi bir canlı ile benzer ise , bu durum , bu canlıların tesâdüfen gerçekleşen bir evrimle oluşmadığına , irâde sâhibi , bilgi ve beceri sâhibi bir var edici tarafından , Tanrı tarafından var edildiğini isbât eder. Burada görülen resimdeki canlının , dünyâda benzeri bulunduğu gibi , bir sürüngen olması ve 4 bacağı olması , işte bu sebeple delildir ki , bu canlıyı , irâde , bilgi , beceri sâhibi bir var edici , yaratıcı , yâni yüce Tanrı var etmiştir , yaratmıştır.
Yüce Allâhın kitâbı Kuranda , İnsanın dünyâ dışında yaratıldığı ve cennete konulduğu , ardından cennetten dünyâya indirildiği bildirilir. Gene , Kurân’da hayvanlardan sekiz eşin dünyâya indirildiği bildirilir.
Hayatın ve suyun kaynağını belirten Kuran , hayâtın ve suyun da uzaydan geldiğini bildirir.
Kuran uzayda hayatın varlığını bildirerek , sekiz hayvanın indirilmesinden bahsederek , İnsanların atası (SELÂM ONLARA) Âdem ve Havvânın dünyâ dışında yaratıldığından bahsederek , ve dünyâdaki canlı türlerini târif eden bir kelime olan dâbbe kelimesini kullanarak , dâbbe denilen canlıların uzayda var olduğunu bildirir. Ayrıca Âdem dışında başka İnsanların da uzayda var olduğunu bildirir.
Eğer uzayda hayatın varlığı çağdaş bilimsel yöntemlerle isbatlanırsa , Kuranın bildirdiklerinin mûcize olduğu , Kur’ân’ın yüce Allâh’ın kitâbı olduğu , İslâm’ın yüce Allâh’ın dini olduğu , Salat ve selâm ona , yüce Allâhın râsûlü Muhammedin , yüce Allâhın Rasûlü , peygamberi olduğu da yeniden isbatlanmış olur.
Bununla birlikte uzayda hayatın varlığının isbâtı gerçekleştiğinde , uzayda var olduğu isbatlanan canlı türlerinden her hangi birinin , yeryüzünde var olan canlı türlerinden her hangi biri ile aynı yada benzer olması durumunda , darvinist sapıkların iddia ettiği gibi dünyâda tesâdüfen oluşup gelişen ve maymundan insana kadar değişim geçiren , Dünyâya mahsus bir hayat oluşum süreci olmadığı da isbatlanmış olacaktır. Allahsızlığın ve komünizmin temel felsefesi olan darvinizmin temel iddiası olan , insan maymundan evrimle oluşmuştur diyen , çağdaş şeytanlığın başı , insanlığın baş belâsı , dünyâyı kana boyayan , kâtilllerin maşası olan , EVRİM TEORİSİNİN YALAN OLDUĞU BİR DAHA İSBAT EDİLMİŞ OLACAKTIR.
Evrendeki tüm varlıklar gibi , evrendeki tüm canlılar da böylece tanrının varlığının delili olarak haykırır ki , gökler ve yerde ne varsa , hepsini senin hizmetine vermiş olan yüce bir yaratanın var , yüce Allah vardır ve birdir ey akıl sâhibi yaratık.
BU KONUYA DELİL OLAN PEK ÇOK GÖKSEL NESNE RESMİ VARDIR
EVRİM YOK – TANRI VAR – 8 – UZAYDA , DÜNYÂDAN , KENTİRİLYONLARCA KAT BÜYÜK , İNSAN KAFASI = KARTAL BULUTSUSU
NASADAN KARTAL BULUTSUSU RESMİ = İNSAN KAFASI = Bu görüntü 80 ışık yılı uzunluğunda bir bölgedir. Bu durumda burada görünen insan kafasının , çene altından tepesine kadar uzunluğu 50 ışık yılı uzunluğundandır. 50 ışık yılı uzunluğundaki bir kafa ile dünyayı kıyas edecek bir sayıyı hayatımızda kullanmıyoruz. O kadar büyüktür ki dünyaya nisbetle büyüklüğünü anlamak da anlatmak da zor.
Bir ışık yılı 9 460 730 472 580 800 metredir. Bir metrede 25 santime bir kafa olarak hesaplarsak , bir metrede 4 kafa olduğuna göre. Bu sayıyı 4 ile çarparsak , 1 ışık yılının , insan kafasının kaç katı olduğunu buluruz. 9 460 730 472 580 800 x 4 = 37 842 921 890 323 200 eder. Bu kafa 50 ışık yılı uzunluğunda olduğuna göre , bu kafanın insan kafasına nisbetle ne kadar büyük olduğunu bulmak için 50 ile çarparız. 50 X 37 842 921 890 323 200 = 1 892 146 094 516 160 000 eder. Yani bu kafa insan kafasının 1 892 146 094 516 160 000 katı uzunlukta.
Bir ışık yılı dünyanın çapının , büyüklüğünün 742 483 948 katıdır. 50 ışık yılı ise742 483 948 x 50 = 37 124 197 428 dünya çapı eder. YÂNİ BU KAFA RESMİ sâdece uzunluk olarak bile , DÜNYANIN 37 Milyar 124 Milyon 197 Bin 428 KATI BÜYÜKLÜKTEDİR.
https://apod.nasa.gov/apod/ap161004.html
RESİM 14 =UZAYDA DÜNYÂDAN KENTİRİLYONLARCA KAT BÜYÜK İNSAN KAFASI = KARTAL BULUTSUSU
(1 Kentilyon 892 Katrilyon 146 Trilyon 094 Milyar 516 Milyon 160 bin 000) katı uzunlukta büyük bir kafa.
———————
KARTAL BULUTSUSUNUN BU RESMİ , EVRİMİN YALAN OLDUGUNA VE YARATILIŞIN GERÇEK OLDUGUNA VE YARATANIN VAR OLDUGUNA VE YARATANIN BİR OLDUGUNA DELİLDİR.
————————————————
Artık gördüğünü kabul eden her akıl sahibinin kabul edeceği bir gerçektir. Bu azametli kafayı yaratan , ve onun benzeri olarak insanı ondan (1 Kentilyon 892 Katrilyon 146 Trilyon 094 Milyar 516 Milyon 160 bin 000) kat daha küçük yaratan yüce Allah var ve bir ve tek yaratıcıdır.
İnsanın varlığının , tesadüfen gerçekleşen bir evrim sonucu olmadığı şüphesizdir. Belki milyarlarca yıl ömrü olan bu evrensel varlığın değişim geçirerek yeryüzündeki insana dönüştüğünü iddia edecek kadar sapık bir mantık ile , evrimin varlığını savunmaya devam edecek birilerinin , akıl meydanında söyleyecekleri , dinlenmeye değer hiçbir sözleri olamaz. Öyleyse deki
Âyet = “Yaratanların en güzeli olan Allah ne mübarek oldu” (Kur’ân – 23 Mü’münûn sûresi – âyet 14)
Âyet = “…ve (Gerçeğe) İletme’ye uyan Sağ Olsun” (Kuran – 20 Tâhâ sûresi – âyet 47)
Âyet = “Övme , Evrenlerin türeteni (Rabbi) Allah içindir”. (Kuran – 1 Fatiha sûresi – âyet 1)
Yazar = Ali kenan Aydın
İlk yazım tarihi = 14 Şubat 2016 Pazar